Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun yayımladığı nisan ayı sektör raporuna göre, Türkiye’nin lisanslı elektrik üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artarak 24,7 milyon megavatsaat seviyesine ulaştı.
ANKARA-BHA
Türkiye’nin enerji üretiminde nisan ayı verileri açıklandı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yayımladığı “Elektrik Piyasası Sektör Raporu”na göre, Türkiye’nin lisanslı elektrik üretimi bu yılın nisan ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11 artarak 24 milyon 723 bin megavatsaat seviyesine ulaştı. Bu artış, enerji üretimindeki toparlanmanın sürdüğünü ortaya koydu.
Elektrik üretiminde en büyük payı hidroelektrik santralleri aldı. Toplam üretimin yaklaşık üçte birine yakınını bu kaynaklar karşılarken, doğal gaz ve ithal kömürle çalışan santraller de dikkat çekici oranlara ulaştı. Linyit, rüzgar ve jeotermal kaynaklar da üretim pastasında önemli yer tuttu. Geri kalan kısım ise biyokütle, güneş, taş kömürü ve diğer enerji türlerinden sağlandı.
Üretimdeki artışa paralel olarak elektrik tüketimi de yükseldi. Faturalandırılmış elektrik tüketimi, geçen yılın nisan ayına göre yüzde 9,1 artarak 21 milyon 827 bin megavatsaat oldu. En yüksek tüketim oranı her zamanki gibi sanayi sektöründe gerçekleşti. Sanayi, toplam tüketimin yüzde 41’inden fazlasını oluşturdu. Konutlar ve hizmet sektörü de yüksek oranlarla takip etti. Tarımsal faaliyetlerin ve aydınlatmanın payı ise oldukça sınırlı kaldı.
97 bin 914 megavat seviyesinde
Tüketici sayısında da artış yaşandı. Nisan ayı itibarıyla Türkiye genelinde elektrik tüketicilerinin sayısı 51 milyonu geçti. En belirgin artış sanayi abonelerinde görüldü, ancak tarımsal faaliyetler ve mesken aboneliklerinde de dikkat çekici yükselişler yaşandı. Kamu ve özel hizmetler sektöründeki abone sayısı da artmaya devam etti.
Öte yandan Türkiye’nin lisanslı elektrik kurulu gücü de büyümesini sürdürdü. Nisan itibarıyla kurulu güç, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 artarak 97 bin 914 megavat seviyesine çıktı. Doğal gaz santralleri kurulu gücün en büyük kısmını oluştururken, onu barajlı hidroelektrik ve rüzgar enerjisi santralleri takip etti. İthal kömürle çalışan santraller de kayda değer bir paya sahip oldu.