11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5741,55% -0,07
9281,35% 0,00
ANKARA-BHA
Tarım yazarı ve fütürist Mine Ataman, Türkiye’de tarım ve gıda piyasalarında yaşanan fiyat artışlarının “gerçek nedenlerden uzaklaşılarak” tartışıldığını belirtiyor. Ataman’a göre son yıllarda, gıda enflasyonunun kaynağı olarak dönemsel biçimde çiftçi, tüccar, market ve aracılar suçlanıyor; bu yaklaşım ise sorunları derinleştiren bir “suçlu kahramanlar” anlatısı yaratıyor.
Ataman, yaşanan tabloyu “endişe enflasyonu” olarak nitelendiriyor. Daniel Kahneman ve Harvard Üniversitesi’nin araştırmalarına atıf yapan Ataman, belirsizliğin risk algısını artırdığını, bunun da fiyatları yukarı taşıdığına dikkat çekiyor. Bu psikolojik etki, değer zincirinde panik alımlarına, depolama davranışlarının değişmesine, aracıların risk primi eklemesine ve tüketicilerin öfkesinin yanlış noktalara yönelmesine yol açıyor.
Ataman, Türkiye’de en sık yapılan hatalardan birinin “aradaki maliyetlerin gereksiz olduğu yanılgısı” olduğunu vurguluyor. 2024 sonrası dünyada ham madde maliyetinin toplam maliyet içindeki payının yüzde 10–20’lere düştüğünü hatırlatan Ataman, gerçek resmin ancak tüm zincirin şeffaf biçimde görünür kılınmasıyla anlaşılabileceğini belirtiyor.
Bu kapsamda her ay açıklanan TÜFE ve ÜFE verilerine ek olarak, Aylık Gıda Değer Zinciri Şeffaflık Raporu yayımlanmasını öneriyor. Gübre, mazot, enerji, sulama, lojistik, depolama, paketleme ve perakende payının açık biçimde duyurulmasının, zincirin hangi aşamasında fiyatların şiştiğini ortaya çıkaracağını ifade ediyor.
Ataman’a göre bu şeffaflık: aşırı kâr noktalarının tespit edilmesini, tüketici öfkesinin doğru adrese yönelmesini, politika müdahalelerinin bilimsel temelde yapılmasını sağlayacak.
“Birinci açlık savaşı başladı: Çiftçi Acil Durum fonu kurulmalı”
Ataman, Türkiye’nin bolluk ve kıtlık döngüsünü yönetemediğini belirterek yapısal bir öneri de getiriyor: Çiftçi Acil Durum Fonu.
Bu fonun; devlet, üretici örgütleri ve sektörün katkısıyla, yıllık üretim dengesizliklerine karşı, çiftçinin gelir kaybını telafi edecek şekilde çalışması gerektiğini söylüyor.
Ataman’a göre üretici bolluk yıllarında korunmadığı için sektörden kopuyor, birkaç yıl sonra kıtlık riski yeniden ortaya çıkıyor. Bu kırılgan döngüyü kırmak için üretimin sürdürülebilirliğini garanti eden mekanizmalar şart.
Mine Ataman, gıda enflasyonunun kader olmadığını vurgulayarak çözümün ancak: değer zincirinin şeffaflaştırılması, psikolojik enflasyonun yönetilmesi, suçlu arama kültürünün terk edilmesi, sürdürülebilir üretimin güvence altına alınmasıyla mümkün olduğunu belirtiyor.
Ataman’a göre Türkiye, gıda enflasyonunda çıkmazda değil; çıkış noktasının yönünü değiştirmesi gerekiyor.
