Prof. Dr. Zakir Avşar'dan "AK Belediyecilik" değerlendirmesi

EGEMEN ALTINBAŞ / ANKARA - BHA

Akademisyen ve haber7.com yazarı Prof. Dr. Zakir Avşar, "AK Belediyecilik" başlıklı köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:

"İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Ekrem İmamoğlu ve ekibi tarafından sergilenen, pek çok CHP’li il ve ilçe belediyesini de kapsayan yolsuzluk ve yozlaşma iddiaları üzerine yürütülen soruşturmalar, açılan davalar ve bu konuda CHP’nin kurumsal tavrı içler acısı…

Oysaki söz konusu olan bir çürüme halidir. Yerel yönetimlerde kaynakların etkin kullanılmaması, yolsuzluk, israf ve yozlaşma iddialarının artması, vatandaşın yerel yönetimlere olan güvenini sarsmakta ve kamuoyunda belediyelere yönelik kuşkucu bir bakış açısı oluşmasına yol açmaktadır.

Kaynakların amaç dışı kullanılması, liyakatin yok sayılması ve kişisel menfaatlerin kamu hizmetinin önüne geçmesi, belediyeciliğin itibarını zedeleyen en büyük tehditlerden biridir.

AK Parti belediyeleri bu kirlenmiş yapının da, algının da dışındadır ve her zaman da kalmak zorundadır. Bunun için temiz ve adil hizmet üreten, üretilen hizmetin şeffaf, hesap verebilir ve gönüllere dokunan bir iletişimle anlatılmasını önemsemektedir. Çünkü vatandaşa “bizim belediyemiz israf yapmaz, yolsuzluğa bulaşmaz, kaynakları millet için kullanır” dedirtecek güveni oluşturmak ancak sahada görünürlük ve güçlü iletişimle mümkündür.

Bu nedenle AK Parti belediyeciliğinde, hem fiziki hizmet hem de vicdanlara dokunan, ahlaki duruşuyla öne çıkan bir belediyecilik anlayışını kurumsallaştırmalı; hizmetlerini anlatırken vatandaşın gönlünde yer edecek ve güvenini pekiştirecek iletişim stratejisi önemlidir.

CHP’liler zaman zaman kendilerini savunmak, ortaya dökülen kirli çamaşırlarını perdelemek için “AK Partililer yapmıyor mu? Yapmadılar mı?” diye soruyorlar…

Evet, yapmıyor. Şayet AK Partili belediyelerden gayrimeşru yollara sapanlar olursa hiçbir şekilde korunmayacakları, yaptıkları yanlışların kurumsal bir savunu alanına girmeyeceği gayet iyi biliniyor ve belediyeciliğin ilkeleri vazediliyor.

Bu ilkeler, geçmişte İBB Başkanı olduğu dönemde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından uygulanan, milletimizin de teveccühünü kazandıran ilkelerdir.

Şimdi, günümüz şartlarında bunları daha da ileri taşımak ve iyi yapmak lazım. Biz de, kamu hizmeti babından, CHP’liler örnek alsın diye burada sıralayalım, yapılan ihalelerin, harcamaların, proje süreçlerinin kamuoyuna açık bir dille anlatılması lazımdır. Belediye meclisi kararlarının, bütçe kalemlerinin ve harcama tablolarının dijital platformlarda düzenli paylaşılması gerekir. “Ne yaptık?”, “Ne kadar harcadık?”, “Nasıl yaptık?” sorularına net cevap verecek infografik ve kısa videolar hazırlanması günümüz şartlarında çok yerinde olacaktır. Bu şeffaf tutum, yolsuzluk ve israf söylentilerini bertaraf edecek en güçlü araçtır. Paraları buharlaştırıp, hizmet üretmeden elbette açık, şeffaf, hesap verebilir olmak mümkün değil… O zaman olup biteni öğrenmek için iddianameler devreye girer…

Bunlar yeterli mi, elbette yetmez, gökten zembille düşmüş, eşi bulunmaz kişi tavırları olmaz. Vatandaşa bir yönetici gibi değil, bir komşu, bir yol arkadaşı gibi yaklaşmak gerekir. Hizmeti övünme aracı değil, vatandaşın hakkı olarak sunmak şarttır.

Vatandaşı kurumlardan kuruma göndermek yerine çözüm için rehberlik etmek, her talebi dikkate almak, geri dönüş yapmak, süreci anlatmak önemlidir. Bu gün git yarın gel, hatta bir daha gelme mantığı ile işler yürümez, yürümüyor da…

İletişimi sadece seçim veya kriz dönemleriyle sınırlamamak lazımdır. Seçim bitti söylenenler unutuldu olmamalı. Hatırlanırsa, İmamoğlu’na ikinci seçim döneminde ilk seçim vaatleri sorulduğunda “hatırlamıyorum, öyle mi demiştim” diye cevap vermişti… Böyle bir tavrı hiçbir AK Partili belediye başkanından kimse görmemiştir ve göremez. Bakın, büyükşehirlerimizin pek çoğu can çekişiyor, buralarda yaşayanlar perişan, seçim dönemi vaatlerine dönersek şimdi hepimiz cennette olmalıydık.

Vatandaşın önerilerini almak, önerileri hizmet süreçlerine yansıtmak ve sonrasında taleplerin akıbeti hakkında vatandaşı bilgilendirmek kamu hizmetinde kaliteyi yükseltir, yöneticiyi de yükseltir.

AK Parti belediyelerinin ve AK Parti belediyeciliğinin alametifarikası işte hep bunlardır. İsraf ve yozlaşma iddialarının özneleri, failleri bunları anlayamayabilir.

Sosyal medya trolleri ile de bu işler olmaz. Bazıları öyle bir hale gelmişler ki varsa sosyal medya, yoksa sosyol medya… Sosyal medyada çok görününce, trolleri ile karşılarında olan herkesi ürkütüp sindirince tüm meseleyi çözdüklerini düşünüyorlar. Bu işler öyle olmuyor. Hiçbir sosyal medya, yüz yüze iletişimin sağladığı güveni üretemez. Bu nedenle, AK Belediyecilikte, mahalle ve ev ziyaretleri, esnaf buluşmaları ile vatandaşın ayağına gitmek esastır. Bu nedenle milletimizin acısına ortak, kıvancını paylaşan bir anlayış var. Taziye, düğün, açılış gibi toplumsal etkinliklerde hep AK Parti yer alır… Teşkilatların ve belediyelerin kapıları açıktır.

Yangın, sel, kar yağışı, deprem, afetler her zaman AK parti var. İyi ki var. AK Partili başkanlar, bakanlar vatandaşın onlara en ihtiyaç duyduğu anda hep yanlarında olduğu içindir ki, asrın felaketi Kahramanmaraş merkezli depremlerden hemen sonra tüm şehirler ayağa kalkmıştır.

Bu gün tüm şehirlerde, hak sahibi her vatandaşımız yuvasına kavuşmuş, şehirler alt yapıları ile sosyal donatıları ile yeniden kurulmuştur…

Bu kadar büyük işler yapılırken her işin de hesabı açık ve şeffaf bir şekilde verilmiş; aziz milletimizin kör kuruşu dahi zayi edilmemiştir.

Sözün özü, AK Parti belediyeleri ve yöneticileri, yolsuzluk ve israf iddialarının gölgesine dahi izin vermeden, şeffaf, hesap verebilir ve gönüllere dokunan bir iletişim stratejisini kurumsallaştırmıştır.

Belediyecilik hizmeti yerine getirmek kadar, hizmeti anlatmak ve bunu anlatırken güven inşa etmeyi gerektirir.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düsturuyla, kaynakların doğru ve millet için kullanıldığını göstermek, bunu sahada ve dijitalde samimiyetle anlatmak AK Parti belediyeciliğinin asli vazifesi olmuştur."

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...