Tarih: 28.06.2025 12:04
Ağıralioğlu: Koca TBMM'yi Kandille muhatap edecekler
ERZİNCAN-BHA
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kaygılarını ifade ederek eleştirilerde bulundu. Ağıralioğlu, “Terörsüz Türkiye diyorsunuz, terörsüz Türkiye diye HDP'lilere DEM’lilere dedirtemiyorsunuz. Önce terörsüz Türkiye lafını bu DEM’lilere bir söyletin bakalım. Çünkü yaptıklarının terör olduğuna inanmıyorlar” dedi. Ağıralioğlu, Meclis’te kurulacak komisyonla ilgili de, “Kuracaksınız, ne olacak mesela? Meclisi temsilen Kandil'e mi gidecekler? Ne olacak mesela? Yani devleti, siyaseti, koca TBMM'yi Kandil'le muhatap edecekler. Sonra tutanak tutacaklar değil mi?” diye sordu. Ağıralioğlu, hükümetin geçen seçim aldığı vekaletin de boşa düştüğünü belirterek, “Vekaleti alıyorsunuz milletinizi, unutuyorsunuz. Vekaletinizi aldığınız milletin dertlerini çözmüyorsunuz. Vekaletinizi aldığınız milletinizin sorunlarını çözemediğiniz halde muhalefeti suçluyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Erzincan'a geldi. Ağıralioğlu’nun burada ilk durağı Terzibaba Mezarlığı ve Şehitliği oldu. Ağıralioğlu, daha sonra bir restoran da basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Ağıralioğlu’na, başkanlık divanı üyelerinin yanı sıra Erzincan il ve ilçe yönetimi de eşlik etti. Basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Ağıralioğlu, burada yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
BU ÜLKEYİ 85 MİLYONA DEĞİL, 850 MİLYONA YETER HALE GETİRECEĞİZ
“Biz 85 milyon üyesi olan bir parti kurduk. Bu topraklara aidiyet olan herkesi kendimizden, kendimiz de onlardan biliyoruz. Adam arama ihtiyacı duymadan yaşanacak bir memleket hayalimiz var. İlla Ankara'dan bir adam bulmak, illa nüfuzlu tanıdık bir adam bularak işlerini görmek zorunda kalan bu memlekette kimlik kartıyla her işimizi yapacağımız bir yönetim mahareti teklif ediyoruz. Bir sistem teklif ediyoruz. İktidar partisinden nüfuzlu bir adam aramadan yaşanacak bir ülke hayalimiz var. Bu ülkeyi 85 milyona değil, 850 milyona yeter hale getireceğiz. Yanlış yönetilince 85 bin kişiye yetmediğini biliyoruz. Dolayısıyla ülkeyi, siyaseti, sorun çözebilen, milletini duyabilen, milletin dertlerine derman olabilen bir yönetim mahareti alanına taşıyacağız. Ülkenin bugün gördüğünüzden 3-4 katı olabileceğini hem iktidara göstereceğiz.
VEKALETİ ALIYORSUNUZ MİLLETİNİZİ, UNUTUYORSUNUZ
Partimizin geçmiş muhasebelerinde en mühim hassasiyeti şu bilinsin isterim, kimlik kavgasından yorulmuş, mezhep mezhep tartışmasından yorulmuş, iktidar muhalefet kavgasından bunalmış, dertlerine çözüm bekleyen milletin vekili olmak vasfına bürünmesi lazım siyasetin. Biz vekiliz, milletimiz asil. Vekillerin asillere bağırdığı, mahkemede sorunları çözülsün diye alınmış vekalete rağmen, mahkemede milletinin aleyhine davranan siyasetin, milleti lehine sorumluluk taşıyacak yeni ilkeli siyasi alanını inşa edeceğiz. Vekaleti alıyorsunuz milletinizi, unutuyorsunuz. Vekaletinizi aldığınız milletin dertlerini çözmüyorsunuz. Vekaletinizi aldığınız milletinizin sorunlarını çözemediğiniz halde muhalefeti suçluyorsunuz. Mesuliyetli siyasete imkân vereceğiz. Hesap verebilen siyasete, hızlı etkin adalete, temsilde memleketin etkin siyasi iradesini meclise yansıtabilecek bir siyasete imkân bulacağız.
NE KADAR OLDUĞUNU GÖSTERECEĞİZ
Acilen ülkeyi ayağa kaldırmak, acilen memleketi güçlü hale getirmek, acilen memleketin hazinesini doldurmak, parasını değerli hale getirmek, çocuklarının aşına işine kavuşmak, ticaretinin bereketine bolluğuna kavuşmak, yaylalarının planla programla buluşmasına imkân verecek bir kadroyu oluşturmak hassasiyetimizle deliler gibi çalışıyoruz. Çok iyi gittiğini düşünüyorum. Bugün Erzincan'dayız, yarın Konya'dayız. Açılışlarımızın, memleket buluşmalarımızın merkezine daha iyi bir ülke mümkündür iddiasını koyuyoruz. Daha iyi bir ülke mümkündür. Bundan daha zengin bir ülke mümkündür. Bundan daha güçlü bir ülke mümkündür. Bundan daha bereket ve bolluk içinde bir ülke mümkündür. Mümkün değildir diyen siyasete rakibiz. Bu kadar olur bundan daha iyisi olmaz diyenlere rakibiz. Bu kadar olur olsaydı biz yapardık diyenlere ne kadarız, ne kadar olacağımızı göstermek için varız, rakibiz. Tayyip Bey bir yere kadar taşıyabildi. Bu kadar diyorsa ne kadar olduğunu göstereceğiz.
YA 40 KATIR YA40 SATIR
Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, hükümetin siyasi pratiği, 50+1, muhalefet iktidar ilişkileri Türkiye'de siyasi alanı çok sıkıştırdı. Tecrübe ettiğimiz bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devletin imkanlarını kullanma şekli ve metodolojisi de Türkiye'deki siyasal alanı bu hale getirdi. Yani iktidarın lehine, iktidarın vizyonu lehine olabilenlerin nefes alabildiği, itiraz edenlerin daha sınırlı imkanlar bulabildiği bir süreç yaşıyoruz. Bu Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin beraberinde getirdiği bir handikap bu. İlla birine taraf olmak zorunda kalıyorsunuz. Ya 40 katır ya40 satır. Öyle diyorlar. Müstakil üçüncü bir yol da mümkün. Ne 40 katır ne 40satır. Millet hatırı deyince bu sefer iki tarafın da giyotini gelip buluyor sizi.
ÖNCE TERÖRSÜZ TÜRKİYE LAFINI BU DEM’LİLERE BİR SÖYLETİN
Ben sürecin başından itibaren milletim adına kaygılarımı ifade ettim. Kaygılandım da ifade ettiğim her şey olmaya başladı. Terörsüz Türkiye diyorsunuz, terörsüz Türkiye diye HDP'lilere DEM’lilere dedirtemiyorsunuz. Önce terörsüz Türkiye lafını bu DEM’lilere bir söyletin bakalım. Sizin terörsüz Türkiye dediniz ya, onlar terörsüz Türkiye diyemiyorlar. Çünkü yaptıklarının terör olduğuna inanmıyorlar. Siz önce bu muhataplarınızla devleti, milleti, kimliği, anayasayı, bir sürü münasebetsiz tartışmaya sebep olduğunuz bu alanı önce başlatmadan şu muhatap olduklarınıza bu terörist Türkiye lafını bunlara bir dedirtin bakalım. Daha henüz bunu demediler. O yüzden benim kaygılarım halen cari ve her geçen gün kaygılarımda isabet ettirdiğimi düşünüyorum.
MECLİS’TE KURULACAK KOMİSYON
Bu komisyon diye bir şey kuruyorlar mesela. Araştırma komisyonu, soruşturma komisyonu falan kurulabilir. Bu komisyon ne komisyonu mesela? Kuracaksınız, ne olacak mesela? Meclisi temsilen Kandil'e mi gidecekler? Ne olacak mesela? Yani devleti, siyaseti, koca TBMM'yi Kandil'le muhatap edecekler. Sonra tutanak tutacaklar değil mi? Birkaç kişinin için. Meclisten kimse gitmeyecek. Kim gidecek? DEM'in heyeti gidecek Kandil'e. Değil mi? Öyle görünüyor. Sonra ne olacak? Birkaç tane bulacaklar Kandil'deki PKK kadrosundan birkaç tane adam. Onlar böyle birkaç tane 30-40 yaşında silah bırakacaklar, tutanak imzalayacaklar. Sonra meclis tutanak imzalamış olacak. Meclis bunlarla muhatap olacak. Meclis Kandil'le muhatap olacak bir şekilde. Meclis Öcalan'la muhatap olacak, oluyor. Kürtler Öcalan'la temsil ettirilecek. Bunların içerisinde iki kurucu unsur, iki başkent, federalizm, maden merkeziyet falan bu lafların önünde arkasında bölücülük vardır. Bölücülerin her dediğini duyuyoruz biz. Her dediklerini, neye heves ettiklerini biliyoruz biz. Konuşmaların satır aralarında cüretkârlıklarına sebep olan şeyi görüyor musunuz? Sebep oldukları şey şu, ‘bu topraklar bizim.’ Bölücülüğün lafları bunlar. Bu muhataplığı TBMM'ye hakaret sayıyorum, siyasete hakaret sayıyorum. Çocuklarımızın katillerini muhatap almayı Kürt'e küfür sayıyorum.
KURUCU ÖNDER TEPKİSİ
Efendim Suriye'deki PKK varlığını görüyoruz. Çocuklarımız katlediliyorlar gün aşırı. Dün saldırı oldu. Yabancı unsur diyorlar, PKK diyemiyorlar gözümüzün önünde. Madem çözüm diye bir şey başlattınız, madem terörsüz Türkiye, niçin evlatlarımız vuruldu dün? Madem pazarlık yoktu, anayasa niye konuşuyorsunuz? Madem muhataplık yoktu, Öcalan'ın, Türk siyasetine teklif ettiği komisyon dahil her şey niçin uygulamaya geçiyor. Biri açıklasın. Lozan ne demek? Biri açıklasın. Kurucu unsuru ne demek? 21 Anayasası ne demek? Biri açıklasın bize. Devlet Bey açıklasın mesela. Başbuğ'un kabrine gidip Öcalan'a kurucu önder dediğine göre, bir şey planlıyorlar. Planlarınızı açıklayın bize. Ne hedefliyorsunuz? Hangi tehlikeyi savuşturuyorsunuz? Milletinize söyleyin. Öcalan'a adam göndererek oluyorsa, bunu daha önce niçin göndermediğinizi açıklayın. Şehitliğe gittim yeni. Evlatlarımız var. 40 yıldır vuruluyoruz. 40 yıldır evlatlarımız şehit oluyor. Madem adam göndererek oluyordu, niçin daha önce göndermediğinizi açıklayacaksınız. Madem Öcalan konuşunca oluyordu, Öcalan'la niçin daha önce konuşmadığınızı açıklayacaksınız. İstediğimizi yaparız, istediğimizi söyleriz. İstediğimiz zaman, istediğimiz konu başlığında memleketin gündemini meşgul ederiz dönemi bitti.
DEDİKLERİNİZLE YAPTIKLARINIZA MİLLET İNANMAZ
Geçen dönem yaptıklarınızın tam tersini yaparak siyaset yaptırmayacağız size. Öcalan'ın canını okuyacaktınız, Öcalan'a can oldunuz şimdi. Meclise girdiler diye bağırıyordunuz, meclise davet ediyorsunuz şimdi. Umut hakkından bahsediyorsunuz. Çünkü Türkiye'de siyaset bir taraftan muhalefete parmak salladığınız, çocuklarınızın katilini de meclise çağırdığınız bir denklemde ilkesizleşir. Sizin mücadelenizle kimse inanmaz. Bir taraftan her itiraz edene parti başkanları dahil zindan yolu gösteriyorsunuz. Bir taraftan da çocuklarımızın katiline meclis davetinde bulunuyorsunuz. Sizin dediklerinize, yaptıklarınıza millet inanmaz. Siyasetin ilkesini yıkarsınız böyle. O yüzden anayasa tartışmalarda dahil ben bu sürecin sağlıklı işletilmediğini düşünüyorum. İçinde başka gizli gündemlerin olduğu hiçbir tartışmaya dahil olmayacağız. Komisyonun ne komisyonu olduğunu söyleyeceksiniz. Bu karar komisyonu mu? Araştırma komisyonu mu? Soruşturma komisyonu mu?
HÜKÜMETİN ANAYASAYA UYMAYA İHTİYACI VAR
İmralı muhatap alındı, siyaset gölgelendi. Kandil muhatap alındı, siyaset ilkesizleşti. DEM'le muhatap olundu, siyasette geçen dönemin siyasal iklimi bozuldu. Şimdi artık siyasette ben yaparsam hikmeti var, siz yaparsanız mutlaka alçaksınız keyfiliğinin bittiği bir mecburiyet kulvarı var. Anahtar Parti burada siyasete ölçü hatırlatacak. Bizim durduğumuz yer çok net efendim. Anayasa konusunda da net bir yerde duruyoruz. Bizim anayasaya ihtiyacımız var. Hükümetin anayasaya ihtiyacı yok. Hükümetin anayasaya uymaya ihtiyacı var. Hükümet anayasayı kendi işine gelmediği zaman uymayacak, kafasına göre tanımayacak, hatta gerekirse değiştirecek bir metin gibi düşünüyor. İşlerine geldiği zaman anayasa konuşuyorlar bizimkiler.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE'YE EVET, SURİYE'DEKİ OLUŞUMA HAYIR
Terörsüz Türkiye'ye evet, çocuklarımızın katillerine tebessüm etmeye hayır. Terörsüz Türkiye'ye evet, PKK terör örgütü diyemeyecek vakarsızlığa hayır. Terörsüz Türkiye'ye evet, PYD'nin de varlığına hayır. Terörsüz Türkiye'ye evet, Suriye'deki oluşuma hayır. Bunlar şimdi terörsüz Türkiye başlığı altında bunların hepsinin tartışıldığı berbat bir şeye imkân vermiş oldular. Şu anda devletin vakarına siyasetin ilki hattına çocuklarımızın geleceğine pusu kuruluyor. Biz bunların hiçbirisine razı değiliz. PKK terör örgütü iki yıla yakın zamandır içeride değil dışarıda vuruyor bizi. Dolayısıyla PKK'ya PKK diyemeyecek olan valilerini korucularını koruyamayacak olan bu süreç dedikleri işe vali kurban eden, korucu kurban eden verilmiş mücadelede gazilerini rencide eden, verilmiş mücadelede annelerini, babalarını, evlatlarını, geride kalanlarını haleldar eden bu sürecin hiçbir tarafını meşru görmüyoruz.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —